-Garanti sözleşmesi

Garanti verenin garanti alana onun parasal çıkarı ile ilgili rizikoya karşı parasal güvence vermesidir.  Mesela hisse senedi satıcısının temettü elde edeceği garantisi. Mutlaka sen bu hisse senedinden kar edeceksin diyor. Hisse senedi satıcısının temettü elde edeceği vaadi bir garanti sözleşmesini vermektedir.  Banka teminat mektupları direk 3 lü garantinin örneğidir, 3. Kişinin ödemesini direk garanti altına alır. Kefalete de benziyor ama kefaletten bir farkı var, garanti kefalet gibi fakat teminat veren, kefil gibi garanti ettiği kişiye ait savunmaları kullanamıyor. Burada bağımsızlık var. Somut olayda garanti veren banka ise, çünkü somut olayda karıştı acaba kefalet sözleşmesi mi var ortada hayır garanti sözleşmesi var. Şekil bize göre bir şart, bir fark ama somut olayda zaten bu sözleşmelerle yazılı şekilde yapılıyor. Nasıl ayırt edeceksiniz? Acaba birisi kefil mi oldu birine yoksa garanti mi? Somut olayda garanti veren banka ise garanti sözleşmesinin varlığı, bir gerçek kişi ise kefalet sözleşmesinin varlığı kabul ediliyor. Risk gerçekleşince ne oluyor?  Risk gerçekleşince garanti veren garanti alanın menfaat kaybını telafi ediyor. Bu konuda BK 128. Madde hükmünden de faydalanabilirsiniz.

-Kredi kartı sözleşmesi

Kredi kartı sözleşmeleri de kendine özgü Atipik sözleşmelerden biri olarak gösteriliyor. Bununla ilgili Hasan İşgüzar’ın 2003’lerde yazdığı yazılar var.

-Factoring sözleşmesi

Size ödenecek bir borcu kendiniz tahsil etmek istemezseniz bunu yerinize yapacak şirketler var. Bununla ilgili yönetmeliklerde var. Bir factoring şirketi var(factor), karşısında da müşteri var(ticari işletme). Burada ticari işletmenin kendi müşterilerine karşı sahip olduğu alacak haklarını factor devralıyor ve devralırken bir faiz bir komisyon yüzdesi düşerek devralıyor. Yani böyle yaparak işletmeye freni de sağlıyor. Çünkü karşı taraf olan ticari işletmeye para veriyor. Daha sonra alacaklılarla baş başa nasıl tahsil ederse etsin. Bundan sonra zeki biri alacaklının muhasebesini tutacaktır, tahsil işlemine başlayacaktır. Borçların ödeme güçsüzlüğünü ve rizikosunu da üstlenmektedir.  Alacakları devraldıktan sonra vekil gibi hareket edecek; alacakların muhasebesini tutacak, tahsil işlemleri gerçekleştirecek ve borçların ödenmeme rizikosunu da üzerine almış durumdadır. Bu riziko üstlenilmemişse sonu dolaylı. Ne kadar ben factoring işlemini yapıyorum dediyseniz de hiç fark etmez, riziko üstlenilmiş değilse factoring değil alacağın teminaten temliki, ifa uğruna temliki gibi başka başka şekilde incelenmesi gereken işlemler var. Burada alacak satımı var, ödünç var, vekalet var, garanti var dolayısıyla bunlara çerçeve sözleşmeler deniliyor. Buradaki vekalet sözleşmesine ilişkin 512’den bahsetmiştik. Vekalette vekalet veren müvekkil serbestçe ‘artık benim için iş yapmanı istemiyorum ‘deme hakkına sahip. Burada bunu kullanabilir mi? Bunu tartışıyorlar ama her ne kadar içinde vekalet sözleşmesi olsa da uygulayamazsın. Bunların haklı nedenle feshi mümkün.

-İnançlı işlem

Burada inanılan kişi yani hakkın tam olarak kendisine devredilen kişi, hakkı kararlaştırdığı şekilde kullanıyor ve günü geldiğinde o hakkı inanan kişiye devrediyor. Mesela kıymetli evrakı kendisi satın almak yerine bir kişi yatırım fonuna yatırmak, katılım belgesi satın almak gibi yöntemlerle inançlı işlemi gerçekleştirebiliyor. Burada sözleşmeye bakılınca vekalet hükümler görülüyor fakat vekalet verene tanınan vekilin haklarına halef olma ve vekalet konusu taşınırı vekilin iflas masasından çıkartma hakkının uygulanabileceği söyleniyor.

Repo

Ticari senetlerin satın alınması işlemi olarak bilinir. Buda bir Atipik sözleşme olarak bilinir.

-Sulh sözleşmesi

Bir hukuki ilişkideki uyuşmazlığa yada belirsizliğe karşılıklı ödünlerle son veren o ilişkinin içeriğini saklayan bir sözleşme.

Mesela sulh sözleşmesinde hata hükümlerine başvurabilir misiniz? Tartışmalıdır, neden hata hükümlerine başvurulmasın ki diyebilirsiniz. Bu zaten belirsizliğe çözüm amacı ile yapılan sözleşmelerdendir. Hata ve hile hükümlerine başvurulamaz genel görüş budur.

-Satış İçin Bırakma Sözleşmesi

Bir malın bir kişiye, bu kişinin kendi adına ve hesabına satılmak üzere bırakılmasıdır. Antika piyasasında yaygınmış. Malı kendisine bırakıldığı kişi belli bir süre içinde ya malı ya iade etmeyi ya da kararlaştırılan ücreti ödemeyi taahhüt eder burada.  Mesela yaşlı bir kadın gidiyor antika dükkanına oğlum benim şu malımı sat şu kadarı senin olsun şu kadarı benim olsun diyor, satış için bırakma sözleşmesi.

Sporcu yetiştiren bir spor kulübü başka bir kulübe transfer bedeli karşılığı sporcusunu devretmesi.

Başka sözleşmeler; tahkim, hakemlik, hakem bilirkişilik bu 3 sözleşme de farklı. Bunlarda Atipik sözleşme olma özelliğini sürdürüyor.

-Tek Satıcılık Sözleşmesi

Acenta, bayi olmak falan çok farklı şeyler bunlar birbirine benzer.  Tek satıcı ve yapımcı üretici firma arasında yapılan sözleşmedir. Tek satıcı dediğimiz üretici ürünlerini belli bir bölge de tek el olarak pazarlıyor. Yapımcı ise ürünlerini düzenli olarak gönderiyor, satıcı ürünlerin karşılığını ödeyip alıyor kendi adına ve hesabına satıyor. Tek satıcı iseniz sürümü artırmak için çaba göstermeniz gerekiyor, ayrıca bu ürünleri saklamama riski de üzerinizde. Acentadan farklıdır, acenta riski üstlenmiyor.

-Franchising Sözleşmesi

Franchise verenin yönergelerine bağlı olarak bedel karşılığında onun ürününü ve servisini kullanarak pazarlama imtiyazı sağlamasıdır. Franchise alan firma yine bağımsızdır, tek satıcı gibidir. Fakat burada bu sözleşme ile sözleşmenin karşı tarafın(franchise veren firmanın) özelliklerinden faydalanmaktadır. Organizasyonundan faydalanmaktadır. Mesela köşe başında bir köfteci açtınız 2 köfte koyuyorsunuz müşteriler bayılıyor ama sıkıntı yani kendinizi kanıtlamanız için belli bir süre geçmesi lazım sonra o ona söyleyecek referans verecek falan belki bu 7-8 yıl olacak. Ama franchise aldığınızda mesela Burger King franchise aldığınızda artık tanıtmanıza gerek yoktur. Kişiler direk logoyu görecek ve alacakları hizmetin aynı olduğunu bilecek. Burada franchise alan onun haklarından bedel alarak faydalanıyor. Ama bununla birlikte franchise vereninde sürümünü artırmakla yükümlü. Tek satıcılık var, ortaklık var, lisans var, ürün kirası var, vekalet var, acentalık var eser sözleşmesi var işte bütün bunların karışımı franchising olarak karşımıza çıkıyor.

-Lisans Sözleşmesi

Lisans sözleşmesi dediğimizde bir Atipik sözleşme, hak kirası gibi görülüyor lisans sözleşmeleri. Özel olarak korunmuş patent veya marka benzeri haktan yararlanmaya ilişkin sözleşmeler.

-Know-how sözleşmesi

Patenti alınmamış, bir marka gibi koruma altına alınmamış bişey var ortada bunu know-how sözleşmesi ile sağlıyorsunuz. Bakın özel olarak korunmamış bilgi ve deneyimlerin aktarılmasına ilişkin sözleşmeler. Bunlarda da satım özelliği var kira var, ortaklık özelliği var, vekalet işte hepsinin karıştığı sözleşmeler bunlar.

-Danışmanlık Sözleşmesi

Ne yapıyorsunuz bir uzmanla anlaşıyorsunuz, yani belli bir uzmanın bir kişiye belli bir ücret karşılığı ve genelde rapor halinde özel bilgiler vermesini öngören sözleşmelerdir.

-Yönetim Sözleşmesi

Yöneticinin bir işletmeyi belli bir ücret karşılığı işlettiği sözleşmelerdir.  Tatil köyleri, 5 yıldızlı oteller falan bu şekilde yönetiliyor.  Yöneticinin müşteri edinmeye yönelik bilgisi de good faith denir.

-Sponsorluk Sözleşmesi

Futbol federasyonu arasındaki arasındaki sözleşme sponsorluk sözleşmesidir.

-Akaryakıt İstasyonu Sözleşmesi

Bunlar Atipik sözleşmeler. Bu sözleşme taşınmaz maliki ile petrol şirketi arasında yapılıyor. Petrol şirketi istasyonu kuruyor düzenli olarak teslim ediyor ve işletmeyi de kendisi ile destekliyor. Bunda vekalet sözleşmesi, eser sözleşmesi, hizmet, acentalık, franchise ve karz edimleri vardır.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.