Genel hükümlerde ne düzenlenmiş? İşte sözleşmeler, haksız fiiller, sebepsiz zenginleşme düzenlenmiş. Ancak bir konu iki kısımda da düzenlendiyse; hem özel kısımda hem genel kısımda aynı konu düzenlenmişse ne olacak? Doktrin bunu tartışmış. Her zaman özel kuralın uygulanacağına ilişkin bir çıkarım yapamıyoruz. Şöyle diyelim;
Genel kural-özel kural dediğimizde, bir konu hem genel hükümlerde hem özel hükümlerde düzenlenmiş dediğimizde 3 durum karşımıza çıkabiliyor:
- Münhasır Uygulama: Özel hükümler genelin uygulanmasını engeller. Mesela hasarın geçişine ilişkin 208.madde, 136.maddeyi bertaraf eder diyorlar. 208 özel hükümlerde düzenlenmiştir, 136 genel hüküm. Çoğu kitap bu örneği verir ama sizinle tartışacağım.
Başka bir örnek madde 123’teki (genel hüküm) süre sonunda kullanılacak dönme hakkı 235/3.maddeye (özel hüküm) göre veresiye mal almış alıcıya karşı kullanılmaz. 235/3 kullanılamaz diyor, 123 kullanılabilir diyor. Ama ayrıca saklı tutulmadıkça. Yani bu dönme hakkını kullanabilmeniz için veresiye mal satışında, bunu saklı tutmanız gerekiyor. Oysa 123’te bunu kullanabiliyor. Şimdi dolayısıyla burada bakın özel hüküm öncelik taşıyor genel hükme bakmıyorsunuz bile. Ancak halen de tartışılıyor bunlar.
- Birlikte Uygulama: Taraflar iki kurala da uymalıdır böyle durumlarda. Mesela 473.madde eser sözleşmesinin feshini düzenler. Herhangi bir mehil süre verilmesine gerek yoktur 473’e göre. Ancak genel hükümlerdeki 123.madde bir süre verilmesini gerektirir. Doktrin der ki 123’e göre süre vererek 473’e göre eser sözleşmesini feshedebilirsin. 473’te özel hükümde süre diye bir şey yok ama doktrin iki kurala da uyulması gerektiğini söylüyor.
Yine mesela ayıplı ifada 227.madde düzenler ve buna göre hakkını kullanabilirsin ayıplı ifada fakat tazminat 112.madeye göre tazminat da isteyebilirsin. İki kuralı da uygulayabiliyorsun aynı olayda. 227deki haklarını kullanırken bir yandan da genel hükümlerdeki 112 ve devamı maddelerine göre tazminat da isteyebiliyorsun.
Yine mesela 234 ve 479.maddeler (biri satımı biri eseri düzenler) bunlar ödemezlik def’ini düzenleye 97.maddeyle beraber uygulama alanı bulan maddeler.
- Kuralların Yarışması: Taraflar şartlar gerçekleşmişse kurallardan istedikleri birine başvurabiliyorlar. Mesela ayıplı ifa hükümleri özel hükümlerde düzenlenmiştir. Sözleşen taraflar hata hükümlerine başvurabiliyorlar. Yani ayıplı bir eşya var ortada. Ve ayılı teslim edildiğini öğrendiniz. Süresi içinde satıcıya ihbar edip haklarınızı kullanabilirsiniz. Bu ürünü al paramı da ver veya ayıpsız yenisiyle değiştir veya tamam bu şekilde de kullanırım ama bedelini düşür diyebilirsiniz. Bunlar özel hükümlerde düzenlenmiştir. Ama bunu yapmak yerine şunu da yapabilirsiniz; bana sattığın ürünü ben şöyle bir eşya zannediyorum ama böyle bir eşya çıktı. Eşyanın konusunda hatadır. Hata hükümlerine göre sözleşmeyi ortadan kaldırabilirsiniz. Yani hata hükümlerine de gidebilirsin burada, ayıp hükümlerine de gidebilirsin. Bu tercih size kalmıştır alıcı olarak. Kuralların yarışmasıyla burada karşılaşıyoruz. Tabi burada sürelere dikkat etmek gerekiyor. Hata sebebiyle sözleşmeyi ne kadar sürede iptal edebilirsiniz? Öğrendiğimizden itibaren 1 yıl, her halükarda 10 yıl.
Tüketici olarak, alıç olarak hangisi işinize geliyorsa ona başvuracaksınız. Kuralların yarışması bundan ibaret.
Peki başka olasılıklar olabilir mi?
-
Başka Olasılıklar:
a) Bazen Seçenekli Yarışma da olabilir. Eksik yarışma da deniyor. Mesela sözleşmeye aykırılık hükümleriyle (112-) ayıplı ifa hükümleri eksik yarışma halindedir. Burada eksik yarışma denmesinin sebebi şu; ileri sürülen görüşe göre ayıplı ifa için öngörülen kısa zamanaşımı sözleşmeye aykırılık için uygulanır. Yani ben sözleşmeye aykırılığa gideyim 10 yıllık bir zamanaşımım olsun diye düşünemiyordunuz. Ayıplı ifa ve sözleşmeye aykırılık yarışan ama eksik yarışmalı hükümler olarak kabul ediliyor bir görüşe göre. Yani iki hükmü bir araya getirip ortaya yeni bir şey çıkarmak gibi bir şey.
b) Özel kural bazen genel kurala dönüşebilir. Mesela 213.madde özel hükümlerde düzenlenmiştir ve ticari satımdaki tazminatın hesaplanma yöntemini gösterir. Ancak artık o kadar yaygınlık kazanmıştır ki bu 213.madde bütün tazminatın hesaplanma yöntemlerinde kullanılan bir madde olmuştur. Yani sadece ticari satımda değil genel olarak tüm satım sözleşmelerinde bu maddeden faydalanılır. Dolayısıyla nerdeyse o özel kural artık genel bir kural haline dönüşmüştür.
c) Genel kural özel kuralı bastırabilir. Bu hepsinden daha enteresandır. Yani özel kuralımız var ama genel kural uygulanıyor. Bunun örneği 115.madde ve 214.madde.
MADDE 115: Sorumsuzluk Anlaşması “Borçlunun ağır kusurundan sorumlu olmayacağına ilişkin önceden yapılan anlaşma kesin olarak hükümsüzdür.”
MADDE 214: “Satıcı 3.kişilerin hakkını gizlemişse sorumluluğunu kaldırma veya sınırlama konusunda yapılmış olan anlaşma kesin olarak hükümsüzdür.”