Zilyetliğin Konusu

Ayni hak konusu olabilecek her şey zilyetliğin konusu olabilir. Zilyetlik her şeyin üzerinde kurulamıyor, eşyaların üzerinde kuruluyor yani mülkiyet neyin üzerinde kuruluyorsa zilyetlik de onun üzerinde kurulacak. Dolayısıyla insan vücudu, kamu malları üzerinde zilyetlik kurulamaz.

Yine taşınmaz yükünde de malikin borçlandığı edimin talep ve tahsil edilmesi  zilyetliğe eşit sayılmıştır.  Taşınmaz yükü neydi? Mesela üzüm bağı sahibiyle fabrika arasında yapılan işlemlerdi, taşınmaz yükü.  İşte burada tarla sahibinden işte şu kadar ton üzümü teslim et, şu tarihte teslim et, tahsilini gerçekleştir vs. bunları fiilen yaptığınızda otomatikman hak zilyedi sayılıyorsunuz ve sizde taşınmaz yükü sahibi olarak fiilen hakkınızı kullandığınız için zilyetliğe ilişkin davalardan faydalanabiliyorsunuz. Çünkü taşınmaz yükünde de fabrika sahibinin elinin altında değil bakın dikkatinizi çekerim. Tarla, üzüm bağı fabrika sahibinin elinin altında mı? Hayır. Ne yapıyor, tarla sahibi size o kadar üzümü teslim borcu altına giriyor. Burada da sürekli olarak tahsil ve talepte bulunmamız hakkın kullanımını gösteriyor ve hak zilyetliğine dayanarak zilyetlik davaları açabiliyorsunuz. Hatta bu arkadaşlar bir şey değil, sadece zilyetlik davaları bile değil çünkü zaman aşımı ile kazanma ilişkin maddelerden hepsi şu kadar süre zilyet olunması der, hak zilyetleri de oradaki zamanaşımı sürelerinde ki zilyetliği yani işte 10 yıl süreyle zilyet olacaksın, 20 yıl süreyle zilyet olacaksın der kanun maddeleri hak zilyetliğini de bu süreler içinde hak zilyetliğini ileri sürerek 712’ ye göre kazanabiliyorlar. Yani azımsanacak bir şey değil. Eşya fiilen hakimiyetiniz altında, egemenliğiniz altında bulunmasa bile hak zilyetliği size zilyetliğin kapılarını açıyor zilyetliğin hükümlerinin uygulanmasını sağlıyor. Hak zilyetliğini de geçtik. Demek ki konusu eşya ile aynı fakat farklı bir kavram hak zilyetliği diyerek bitirmiş olduk.

Eşyayla konusu aynıdır dedik ama ayni haklardan bir farklılığı var. Ayni haklar da belirlilik ilkesi vardır dedik, nedir bu? İşte bir eşya bir bütün olarak ayni hakkın konusu olabilir. Yani bir evi bir bütün olarak mülkiyet konusu edebilirsiniz. Geçit irtifakı koysanız bile yani arazinin belli bir yerinden geçilecek sadece o yeri yükümlü kılmıyor bütün bir araziyi bütün bir taşınmazı yük altına sokuyor ayni hak dediğimiz belirlilik ilkesi gereği. Burada zilyetlikte farklı bir şeyler var arkadaşlar. Şöyle diyelim: ayni haklardan farklı olarak eşyanın bazı parçaları zilyetlik konusu olabilir. Yani bir binanın bir duvarını Ahmet’e diğer duvarını Mehmet’e satamazsın. Satacaksan binayı sat. Satacaksan o bağımsız bölümü sat. Yani ayrı taşınmaz olarak kaydedilebilen şeyleri bir bütün halinde satabilirsin. Fakat bir binanın duvarının zilyetliğini Ahmet’e tanıyabilirsin. Nasıl, reklam panoları o şekilde oluyor değil mi. Kocaman bir duvarı düşünün, orada ne var arkadaşlar bir reklam var ve o duvarın zilyetliği bir sene boyunca reklam veren firmaya tanınıyor. Zilyetlik kurması mümkün kılınıyor. Ayni hak kurulamaz ama zilyetlik parçalar üzerinde kurulabilir.

Zilyetliğin Hukuki Niteliği

Bir görüşe göre zilyetlik bir haktır, hakkın kendisidir. Biz bunu eleştiriyoruz çünkü hırsızın zilyetliği bile korunuyor, hak olsa hırsızın sahip olduğu zilyetlik korunmaz.

Kabul edilen görüş ise: Zilyetlik hukuk düzeninin koruduğu, hakka dayansın veya dayanmasın, fiili bir durumdan ibarettir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.