Önemli Olan, İdare Hukuku ilkesi ‘yasal idare’ ilkesidir. Hep bu ilkenin ışığında, bu ilkenin yönlendirmesinde, idareye verilen yetkilerin türevsel olduğu bilinciyle hareket ederek belli başlı yetkilerden bahsedeceğiz. Başlıca iki idari yetki (doktrinsel olarak bu şekilde söz edilir) mevcuttur:
- Kolluk Faaliyetleri
- Kamu Hizmetleri
KOLLUK/KAMU HİZMETİ AYRIMI
İdarenin kolluk faaliyetleri, idarenin sevimsiz olmakla birlikte son derece gerekli olan yüzüdür. Bazı kaynaklarda idarenin kolluk yetkisi de bir çeşit kamu hizmeti olarak nitelendirilir. Dolayısıyla üst başlığı kamu hizmeti alır, kolluk da bir kamu hizmetidir, der. Bu çok yaygın bir görüş değildir.(Hoca da katılmadığını söyledi.) Zira kolluk faaliyetleri ile kamu hizmetleri arasında çok net bir ayrım mevcuttur:
İdare kolluk faaliyetleri aracılığıyla toplumsal yaşamı güvence altına alır; benim bireysel hürriyetlerime veyahut toplu olarak sahip olduğum bazı haklara ‘kanun koyucu izin verdiği zaman ve izin verdiği ölçüde’ müdahale etme yetkisine sahiptir. Ancak kolluk faaliyetleri söz konusu olduğu zaman idare, kamu hizmetinde olduğu gibi, topluma doğrudan doğruya fayda üretmez. Sadece bireylerin kendi tercihleri ile yapacakları faaliyetleri idarenin yönetimi altında gerçekleştirmeleri söz konusudur. Bu kimi zaman idareden izin alma şeklinde olur kimi zamansa idareye bildirim yapma zorunluluğu olarak ortaya çıkar.
En klasik örneklerden toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı anayasal bir haktır. Bireylere ve topluma tanınmış olan bu hakkın kullanımı ancak idarenin denetimi dâhilinde mümkündür. Zira bu hakkın kullanılması anayasanın öngördüğü şekilde idareye bildirim yapılmasıyla mümkündür. Bu bildirim yapılmadan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı kullanılamaz.
Kamu hizmeti dediğimiz ise başka bir kavramdır. Kamu hizmetinde yasa koyucu, doğrudan doğruya idareye bir ödev vermiştir. Örneğin idare kamu hizmeti kapsamında yol yapmak, kentsel temizlik, eğitim, sağlık hizmetlerini sunmak zorundadır. Kamu hizmeti söz konusu olduğu zaman idare bu faaliyetleri bizzat yürütmek ya da yürütülmesini sağlamak ödevi altındadır. Kolluk faaliyetlerinde ise yasa koyucu idareye doğrudan doğruya ödev yüklemez. İdare bireysel tercihlerin toplumsal hayata yansımasını denetler. Kolluk ile kamu hizmeti arasındaki temel fark budur.